Felsefe ve Sanat İlişkisi



Felsefe ve Sanat İlişkisi


Bütün bilim dalları aslında insanı ve güzelliği konu eder. Felsefe de öyledir. Sanat ve felsefe arasında bağların olabileceği gibi, ayrımlarda söz konusudur.
Sanat; bir duygu, tasarı, güzellik vesairenin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık anlamına gelir. Sanat ayrıca birçok bölümü, akımı, farklı uğraşanları, müzeleri, sergi ve gösteri salonlarını ve benzeri birçok alanı kapsayan büyük bir sosyal faaliyet alanıdır da. Resim, heykel, mimari, müzik, edebiyat, tiyatro, sinema, fotoğraf gibi birçok sanat dalı, çeşitli bilimlerce incelendiği gibi felsefe açısından da incelenmektedir. 
Felsefe açısından sanatın önemini ve değerini, sanatın felsefedeki yerini daha iyi kavrayabilmek için düşünürlerin sanat faaliyetini nasıl değerlendirdiklerine kısaca bakmak gerekir. Bu bağlamda sanatın kökeninin, kaynağının ne olduğu konusunda, farklı filozoflar ortaya çeşitli görüşler atmışlardır.

 Felsefe ve sanatın amaç ve yönelileri bakımından benzerlikleri vardır. Her ikisi de doğayı ve insanı konu edinir. ınsanı anlamaya, yorumlamaya çalışır. Hem felsefe hem de sanat yöneldikleri varlığı yansıtır ve onu yorumlarlar. Bu yüzden her ikisinde de yaratıcılık söz konusudur. Her ikisi de özneldir.

 Felsefe, hakikate ulaşmayı ister. Sanatın ulaşmak istediği amaç "güzel"dir. Felsefe daha çok insanın eleştirel tavrını, düşünme yöntemlerini geliştirir. Oysa sanat insandaki güzellik ve beğeni duygusunu geliştirir. Felsefe akla ve akıl yürütme gücüne dayanırken sanat sezgiye, duyguya ve hayal gücüne dayanır.

Felsefe ile sanatın benzer yönleri şunlardır:

- Her ikisi de özneldir.

- Her ikisinde de eleştirici ve yaratıcı zekâya ihtiyaç duyulur.

- Sanat ve felsefe varlığı dünyayı ve evreni anlama çabasıdır.



Estetiğin konusu içine yalnız "güzellik" girmez. Nitekim Baumgarten'dan sonra gelenler (Kant, Schiller, Hegel v.b.)yüce, zarif, çocuksu (naiv), hoş, alımlı, trajik, dramatik hatta çirkin kavramlarını da onun konusu içine aldılar ve estetiği, "güzelin ve güzel sanatların yapısını inceleyen bir felsefe disiplini" durumuna getirdiler.


Felsefe de genelde söylemek istenen bir şey vardır. Olması beklenenler... Sanat dediğimiz olgu ise, olanı gözler önüne serendir. Onda da bir hayal vardır, bir istek vardır, fakat belli bir kalıba ve şartlara göre şekillenmemiştir.

Felsefe derin bir konudur. Birçok alanla da iş birliği yapar, felsefe- din, felsefe-bilim, felsefe ve sanat... gibi arttırılabilir.

Nihayetinde sanatla olan iş birliğinde Sanat Felsefesi meydana gelmiştir. Bu da kendi içinde, taklit olarak sanat, yaratma olarak sanat, oyun olarak sanat ile üç kısma ayrılır. Birçok felsefecinin de estetik kuralları vardır.

Mesela, Platon şöyle der.' Güzel bir idea gerçekten vardır. Asıl gerçeklik hiçbir zaman değişmeyen güzelliktir. Çünkü o akılla kavranır.'
Aristoteles bir uyumdan söz eder. 'Bütün uyumlar bir araya geldiğinde güzellik olur.'
Kant ise, 'güzellik nesnenin taşıdığı bir değerdir' diyor. 'İnsanlar bir sanat eserini beğendiklerinde, herkesin onu beğenmesi ister der, çıkarsız olduğu sürece güzellik gerçek anlamını bulur.' diye de ekliyor.
Hegel, 'mutlak nesnelerde ruhun görünür hale gelmesidir.' der.

Yorumlar

Popüler Yayınlar